bugünümüz "dijital oyun" mu, "geleneksel oyun" mu? sorusu ile başladı.
her ikisinin de artıları ve eksilerini tartışmak üzere iki gruba ayrıldık ve ben dijital oyun grubundaydım. grup olarak dijital oyunların artılarını şöyle sıraladık: el-göz koordinasyonu, uzamsal konsantrasyon, analitik beceriler, dikkat becerileri, yansıtıcı düşünme, hızlı karar verme, aynı anda çok iş yapma, evrensel vatandaşlık sunma, yabancı bir dil öğrenme. ardından Piaget, Freud, Vygotsky olsaydı... dijital oyunla ilgili ne düşünürdü diye düşündük. örneğin Piaget der di ki: "esneklik ve uyum sağlamak için dijital oyun gereklidir." geleneksel oyun grubu ise dijital oyunun obeziteye neden olacağından, çocukları hareketsiz kılacağından, dokunarak hissetmenin öneminden vb. bahsetti. sonuç olarak hem geleneksel oyunların hem de dijital oyunların kontrollü bir biçimde, dengeli olarak çocuğa sunulması gereği fikrinde karar kılındı.
Daha sonra OSMO isimli uygulamada tangram, numbers gibi oyunları tablette grup halinde oynadık. önce oyunu anlamada biraz zorlandık ama daha sonra yönergelere göre aşamaları tamamladık. pizza oyununda sıkılsam da tangram ve numbers oyunları güzel. saklambaç, domino, Türkiye haritasında şehirlerle eşleştirilen nesneler (örneğin, Malatya-Kayısı, Giresun-Fındık gibi), gölge-nesne eşleştirmesi gibi birçok oyunun dijital ortama uyarlanabileceğini konuştuk. bazı arkadaşların elinden tableti almak oldukça zor oldu :)
Öğleden sonra "Çocuklar için Programlama" ve "Çocuklar için kodlama" isimli kitapları inceledik. bize verilen bir labirentte doğru çıkış yolunu bulmak üzere bilgisayarsız kodlama yaptık. bir ebe seçtik ve dörder kişilik gruplarda, bahçede kodlamayı nasıl yapacağımızı tartıştık. ilk etapta fiziksel imkanların elverişsizliği nedeniyle zorlansak da, sonra seçilen ebeye bedenini kullandırarak ve yönergeleri takip ettirerek labirentten çıkmasını sağladık. örneğin 3 adım ileri git, sağa dön, 4 adım ileri git, 1 adım geri gel, gibi sesli ve görsel yönergeler verdik. sesli yönerge kısmında ben hep davul çaldım :)
son olarak yine Obi'de neredeyim?i tartıştık ve grupça bir bulmaca hazırladık. bulmaca kelimeleri gün içinde öğrendiğimiz kelimelerden oluşuyordu. bilgisayarsız kodlamaya atıfta bulunarak bir başlangıç noktası belirledik ve yönergelerle ve açıklamaları okuyarak, arkadaşlardan cevapları bulmalarını istedik. bu, bizim günü özetleme tercihimizdi. çocuklarla da çalışırken nesneler vb. kullanılarak çeşitli bulmaca versiyonları üretilebilir.
bugün, Osmo ve bilgisayarsız kodlama ile tanıştım. aslında aşina olduğumuz şeyler ama deneyimle fırsatım oldu. öğrencilerimle bilgisayarsız kodlama etkinliği yapmayı düşünüyorum, çünkü düşünme ve problem çözme becerilerinde etkili olduğunu düşünüyorum. Anaokullarındaki açık hava etkinliklerinde bilgisayarsız kodlama etkinlikleri yer alabilir. Böylece, çocukların bedenlerini bir bilgisayar gibi kullanmalarını fark etmeleri sağlanabilir. Bu da, ileride kodlamanın çocuklar için daha anlaşılır olmasını sağlayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder